Battlefield: Bad Company 2


FPS oyunları dendiğinde bir zamanlar akıllara en önce Electronic Arts ve onun oyunları (özellikle Medal of Honor ve Battlefield) gelirdi. Fakat son yıllarda EA bu alandaki tacını yitirdi. Özellikle COD: Modern Warfare 2 ile Activision’ın oyun sektöründeki tüm rekorları alt üst etmesi, bir zamanlar MOH serisinin COD serisini geride bıraktığı gerçeğini de düşünürsek, EA’e bir hayli dokundu ve firmayı yeniden ateşledi. Doğal olarak bu rekabet de biz oyun severlere yaradı. Modern Warfare 2’nin asıl rakibi şu an yapım aşamasında olan yeni Medal of Honor oyunu ancak EA’deki üst düzey bazı yöneticiler Bad Company 2’nin MW 2’yi tahtından edeceğini ileri sürüyorlardı. Bakalım bu iddialarında ne kadar haklılar.

Çoğu kişi DICE’ı multiplayer oyunlarındaki ustalığıyla tanır. Ancak sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, DICE Bad Company 2’de bizlere sunduğu single player seçeneği ile multiplayer alanındaki başarılı performansına bir hayli yaklaşıyor.

BC 2’Yİ MW2 ile kıyaslamak aslında biraz yanlış. İkisi de FPS oyunu ancak MW 2’deki savaş atmosferi çok daha yoğun bir şekilde oyuncuya yansıtılıyor. Hatta savımı biraz daha ilerleterek BC 2’nin savaş temalı bir oyun olmadığını da söyleyebilirim. Oyunda 4 kişilik bir ekibin üyesi olan Marlowe’u yönetiyoruz ve oyun boyunca Aurora adındaki gizli bir silahın peşinden gidiyoruz. Evet BC 2’nin senaryosu bundan ibaret, doğrusu senaryoyu fazla etkileyici bulmadım, hatta bana biraz da klişe geldi.

BC 2 baskın bir senaryoya sahip olmamasına karşın grafik, ses, aksiyon ve özellikle çevre etkileşimi ile üst düzey bir oyun olduğunu bizlere ispatlıyor. Özellikle çevre etkileşimi dedim çünkü oyundaki gördüğünüz hemen her yapıyı yerle bir edebiliyorsunuz. İlk oyunda da bu “yıkılabilir çevre” özelliği mevcuttu ancak gelişen teknoloji ile birlikte BC 2’de bu sistem gerçekten harika bir şekilde uygulanıyor. Bir bina dolusu düşmanı artık tek tek öldürmeye çalışmanıza gerek yok. Binaya birkaç bomba fırlatın ve yapıyı onların başına yıkın. Yıkılabilir çevre Red Faction: Guerilla’da da vardı ancak BC 2 bu konuda kendinden önceki oyunlara göre açık ara önde.

Yıkılabilir çevre tasarımının çatışma anlarında size yararı olduğu gibi, sizi oldukça zor anlarda da bırakabiliyor. Örneğin bir duvarın arkasına sinmiş çatışıyorsunuz, ancak bir süre sonra bir bakmışsınız siper aldığınız duvar yıkılmış gitmiş. Bu bakımdan BC 2’de bizleri zorlu anların beklediğini söyleyebiliriz.

BC 2 grafikleri ve çevre tasarımlarıyla da oyuncuları kendine hayran bırakmaya hazır bir görünüm sergiliyor. Görevlerimiz ormanlık ve karlı arazilerle çöllerde geçiyor ve doğrusu bu tür çevreler oyunun grafiklerindeki kaliteyi açık bir şekilde görmemizi sağlıyor. Son derece başarılı doku kaplamaları bunun yanında göze son derece hoş gelen gölgelendirmeler, ışık huzmeleri, patlama anında çevrede oluşan toz duman kümeleri, yangın efektleri ve çok daha fazlası. BC 2’ye grafiksel olarak yapılacak tek eleştiri, o da görsel anlamda, düşman çeşitliliğinin bir hayli az olması. Yüzleri gözükmeyen düşmanlara bir şey demiyorum ancak, yüzleri birbiriyle aynı olan düşmanlar, hatta birebir aynı giyimli olan düşmanlar oyun boyunca çok gözüme battı. Oyundaki düşmanlarımıza biraz daha geniş bir yelpaze tanınabilirdi, topu topu 3-4 tip düşmanla oyun boyunca mücadele etmek, yineliyorum, görsellik açısından biraz can sıkıcı ve açıkçası BC 2 gibi bir oyuna da pek yakışmamış.

BC 2’nin bir diğer altın bileşeni ise oyundaki ses efektleri. Çevredeki binaların yıkılırken çıkardığı sesler, yakınınızda bir bomba patladığında oluşan geçici duyma bozukluğu ve karakter seslendirmeleri son derece başarılı.

No Response to "Battlefield: Bad Company 2"

Yorum Gönder

 

Copyright © 2009 Geyik....Herşeydir All rights reserved.
Converted To Blogger Template by Anshul Theme By- WooThemes